13 Ekim 2008 Pazartesi

Evimiz "mis" gibi kokuyor...


Adı Şımarık...henüz 4 aylık...4 ay önce ağzı bağlı bir torba içinde, çöptenekesi'nde bulundu.Torba içerisine koyup çöptenekesine atanlar belki iyi insanlardı...hani belki onun öldüğünü filan sandılarda torbaya koyup birde ağzını bağlayıp bıraktılar çöpe...belki de vicdanlarını ve insanlıklarını bir yerlerde bırakıp unutanlardandılar...kimbilir...
Yaşayabilmesi için çok mücadele verdik ve oda bizi utandırmadı...yaşamı seçti...Şimdi evimizin en küçüğü,en haylazı,en oyuncusu,en sevimlisi olarak oradan oraya zıplıyor.
Şirin'e yapamadıklarımı ona yapıyor ve mıncık mıncık mıncıklıyorum.Hiç şikayetçi değil bu durumdan çünkü hırpalanmayı çok seviyor.Ama evin diğer fertleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim...
Mesela Pokiş artık yorgan altında saklanarak uyumayı seçenlerden çünkü en sevdiği oyunlardan biri köpeklerin kuyrukları ile uğraşmak yada uyurlarken tepelerine zıplamak...Aslında Şirin'in evi terkedip günlerce gelmemesinin sebebide kendisi.
Annem ise herdefasında "atacağım onu"diyor ama koynunda ısıtmaya çalıştığı günleri hatırlattığım zaman ise gözleri doluveriyor hemen...



Buda Duman...Arka ayakları bir motorsiklet tarafından ezilmişti geldiğinde...Sürücünün bir kabahati yok...Motorsikletin lastiğinin önüne kıvrılıp yatmış ve adamda onu görmeyince arka ayakları ezilmişti...

İlk zamanlar çok kötü durumdaydı...arka ayaklarını sürüyerek yürümeye çalışıyor,tuvaletini olduğu yere yapıyor ve sürekli ağlıyordu...başına gelen elbetteki onu çok korkuttuğundan olsa gerek ilk zamanlar yere inmek istemiyor ve sürekli koltuk üzerinde oturuyordu...
Erdek'te tam donanımlı bir veterinerimizin olmaması bu tip kazalarda işimizi çok zorlaştırıyor ama Duman şanslı idi...Sevgimizle,ilgimizle,telefon ile aldığımız veteriner destekleri ile kısa zamanda iyileşti ve oda diğerleri gibi koşmaya,ağaçlara tırmanmaya başladı...Kuyruğunda açık bir yarası kaldı ve eğer yara kapanmaz ise kuyruğu kesilebilinir.Olsun...yeter ki iyi olsun...biz onu kuyruksuz da severiz...

Şuan,yaklaşık 1 haftadır derneğimizde kalıyor çünkü benim melek Pokişim de onun haline üzülmüş ve kedi-köpek ayrımı yapmadan ona kendi yavrusu gibi sahip çıkmıştı.Onu koynunda uyutuyor,yaralarını yalıyor,sokaktan eve geldiği zaman hemen onu arıyor,göremediği zaman ise garip sesler çıkartarak onu çağırıyordu.Ancak Pokiş bu işi oldukça ciddiye aldı ki bir müddet sonra göğsünden süt gelmeye başladı...ve ne kadar kızsakta,engellemeye çalışsak da onu gizli gizli emzirdi.Bundan dolayı da birbirlerini unutana kadar Duman'ı derneğe götürmeye ve orada bakmaya karar verdik çünkü şuan Pokiş'in göğüsleri ciddi bir şekilde yara olmuş ve iltihap yapmış durumda...


Buda Çınarımız:))Biz koymadık bu ismi...yeni ailesi isminin "Çınar" olmasına karar verdi.Bizimle birlikteliği 4 hafta sürdü ve 4 hafta boyunca elimizde viledalarla dolaştık.Yavru köpeğin zorluğuda bu maalesef.Öyle kedi yavrusu gibi hemen tuvalet eğitimi alamıyorlar ve öğrenene kadar neresi denk gelirse yapıveriyorlar.Gerçi ona özel yer yapmış ve ve gazete kağıtları ile doldurmuştuk zemini ama bazen dayanamıyor aramıza alıyorduk ve işte o zaman vileda ile çamaşır suları devreye giriyordu.Yeni ailesi onun Pitbull olduğuna inanıyor:))Biz "Kırma" diye diretsekte kabullenmek istemiyor.Çınar,bizimle birlikte kaldığı sürece kedi ile,köpek ile,insan ile dostluğu öğrendi,sevgiyi öğrendi...ve varlığı ile bizi çok mutlu etti.

Bazı insanlar,vicdanlarını ve insanlıklarını bırakıp bir yerlerde unuttukları sürece hayatımıza giren kedi-köpek sayısı hep böyle bir inip bir çıkacak...Bazı insanlar "özlerini" hatırlayana kadar evimizin kapısı her "can"a açık olacak...

Geçenler de köpeklerimle birlikte sahili dolaşırken iki kişinin kendi aralarında ki konuşmalarına şahit oldum...gerçi onlarda benim duymamı isterlercesine yüksek sesle konuşuyorlardı...kadın kocasına "bunların evi kokuyordur" diyordu...gülüp geçtim elbette...evet doğru...bizim evimiz kokuyor... bizim evimiz mis gibi sevgi ve dostluk kokuyor...darısı o kokuyu henüz öğrenememiş olanlara...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

ayyy bunlar çok güzeller yaa sevgili Gölgecik.. Biz evde besleme cesaretini gösteremedik ama sabah perdeyi açıp da sokak kedilerimizi görünce öyle seviniyorum ki.. Pokişin Duman'a annelik yapması da ayrı bir güzel; örnek almalı..
sevgiler..

Gölgecik dedi ki...

Kızlarım onlar benim:))Hakikatende evsiz-sahipsiz hangi kedi-köpek çıksa karşımıza hep dişi...o yüzden de eve girer girmez tek tek isimlerini sayarak çağırmaktansa "kızlaaar" diye bi sesleniyorum hepsi anlıyor zaten:))

Nilambara dedi ki...

Sevgili Özlem, okurken hem gözlerim doldu hem güldüm :)
biraz imrendim sana ve çok ta takdir ettim :)
sevgilerimle,