21 Şubat 2011 Pazartesi

KANSER...SONA GİDEN YOLUMUZ

Ayrı yaşıyorduk 9 aydır.Son zamanlarda sadece bana karşı değil etrafındaki herkese karşı olan davranışları agresifleşmiş ve bu durumu psikolojisine bağlayarak evden bavulumu ve köpeğimi alıp çıkmıştım.Bilemezdim ki bu durumun hastalığının belirtilerinden biri olduğunu.Arkamdan bıçaklar savururken ya da arkamı döndüğüm an saçımdan tutup kafamı duvarlara vururken benden neden bu kadar nefret ettiğini düşünerek günden güne içime kapanıyor ve ona karşı olan kızgınlığım artıyordu.Bir yandan da psikolojisinin bozuk olduğunu düşünmemden dolayı ona karşı duyduğum acıma ve üzüntü duyguları altında ezililyordum.Karman çurmandım yani...Nefret,acıma,anneye karşı duyulan sevgi ve özlem...

Taaki hasta olduğunu öğrenene kadar...Hasta olduğunu öğrendiğim an tek bir duygu vardı içimde...anne sevgisi...Bu yaşadığım dönemi sevgili meleğim çok iyi bilir...Birtürlü ulaşamıyordum anneme...hergün kapısına gidip açması için yalvarıyor,arkadaşlarını araya sokuyor ama birtürlü ulaşamıyordum ona...Açmıyordu kapıyı,benimle inatlaşıyordu...Kime faydası oldu ki bu inadın...Ağlıyor ve dua ediyordum...Kapıyı açtığı günün sabahı;ezan okunurken kalkmış ve ağlayarak dua etmiştim Yaradanıma...kapısını ve kalbini bana açsın Yarabbim diyerek...O gün kapısını açtı benim canım ve sona giden yolculuğumuz 05/11/2010 tarihinde başlamış oldu...

Kötü idi durumu hem de çok kötü...aşırı zayıflamıştı ve ne verirsem vereyim yiyemiyor,sürekli istifra ediyordu...Doktora gitmişti kendi başına ama tansiyon diye yollamışlardı onu eve...Beni evine kabul ettiğinin ertesi günü şiddetli baş ağrısından birlikte gittik Erdek Hastanesine...yine tansiyon dediler ve eve yolladılar bizi....Yok başka birşey vardı benim annemde,bunu hissediyordum,tansiyon kadar basit bir durum değildi ve 07/11/2010 tarihinde sabah saat 08:00'da alıp annemi Bandırma Devlet Hastanesine götürdüm...Amacim dahiliyeye kontrol ettirerek neden yemek yiyemediğini öğrenmekti...Hastaneye gidergitmez tekerlekli sandalyeye otutturdum onu ve sıraya girdim ama benim acelem vardı...Bırakıp sırayı acile götürdüm annemi...Acilden geçiş yapmamız daha kolay olur diye düşünmüştüm...Kurnazlık yapmıştım aklımca ama iyiki de öyle yapmıştım...Acile gider gitmez serum verdiler anneme...Şiddetli başağrısı başladı o sırada ve hemen Nöroloji doktorunu çağırdılar...Nöroloji doktoru kafa filmi istedi ve ambulans ile tomografi çektirmeye gittik...Şaka gibi idi yaşadığım herşey...Birden bire hiç anlamadığım bir koşuşturma içerisine girmiştim...Tomografi sonucuna göre annemin beyincik bölgesinde damar tıkanıklığı vardı...Makinelere bağlandı,akciğer filmleri,kalp ekoları...herşey biranda olup bitiverdi ve annemi aynı tarihte hastaneye gidişimizden 2 saat sonra Nöroloji Servisine yatırdık...Meleğim benim...başı öyle çok ağrıyordu,öyle çok acı çekiyordu ki...Hiçbirşey yiyemiyor ve sürekli istifra ediyordu...Yürümesinde ise dengesizlik vardı...Tek başıma idim.Ençok tuvalete giderken zorlanıyordum...2 elimle annemi,dişlerimle de serumunu...İlk 5 gün çok ağrı çekti,sonrasında ki günlerde ise hem bana,hem hemşirlere hem de doktorlara karşı agresifleşti...Bu arada halüsyonasyonlar görüyor ve hatırlama fonksiyonları azalıyordu....Öyle çok agresfifleşti ki durmadı hastanede...Doktorlar uyutarak hastanede tutmaya çalıştı onu durduramadık ve eve geldik...Evde bana karşı agresifliği devam etti...İsyanlarda idim...Neydi bütün bu olanlar anlayamıyordum...Hasta idi,tek başına yürüyemiyor ve hala yemek yiyemiyordu ve bana ihtiyacı olduğunu kendiside bilmesine rağmen yine de benimle uğraşıyordu....Ne yaparsa yapsın,ne söylerse söylesin tansiyonunu yükseltirim korkusu ile cevap vermiyor ama çok hem de çok üzülüyordum...Çok hemde çok zor bi 5 gün geçirdik evde...Yine karman çurmandım...kızgınlık,acıma,çaresizlik ve anne sevgisi...

Son gün...uyurken markete gitmiştim...Birazda oyalandım açıkcası...Nasıl olsa uyuyor diye bi açy içtim...eve geldiğimde heryer kandı ve yerdeydi...O an hiç gitmiyor gözümün önünden....aklıma ilk gelen şey mide kanaması geçirdiği yönünde idi ama yüzüne baktığımda düştüğünü anladım...Ben dışarıda iken kalkıyor ve denge problemi yaşadığından düşüyor ve düşerken de burnunu masaya çarpıyor... o dönemde de hergün aspirin içtiğinden dolayı kan çok fazlalaşıyor...Erdek Hastanesine götürdüm hemen....pansuman yaptılar ve tansiyonu yükseldiğinden müşahade altına alarak tansiyonunu düşürmeye çalıştılar...2-3 saat sonra tansiyonu düştü diye bizi eve göndermek istediler ama kabul etmedim."tekim ve evde birşey olursa müdahale edemem" dedim ve iyi kide öyle demişim...1 saat sonra ambulans ile Bandırma Devlet Hastanesine gitmek üzere yolda idik...Dudakları morarmaya başlamıştı annemin...Son anda yetişmiştik hastaneye...Acil Servisinde müdahale edildikten sonra tekrar Nöroloji servisine yatırıldık ve annemin 3 gün şuuru kapalı kaldı...Bu arada dördüncü tomografi çekilmiş ve yine damar tıkanıklığı çıkmıştı...ama uyanmıyor ve hissetmiyordu...Sonunda MR çekmeye karar verdiler ve beni annemden ayıracak olan tümör o zaman gösterdi kendini...Tümör çok büyük ve son evresinde olduğundan kendini en baştan beri damar tıkanıklığı gibi göstermiş damarın açılması için verilen ilaçların neticesinde damar açılmaya başlayınca gerçek halini göstermişti...Üstelik sadece tümör yoktu bir de ödem vardı...

3 günün sonunda şuuru açıldı benim canımın...Ablasını çağırdım ki onun ile de arası kötü idi ama aradım gelin dedim...Nörolojiden çıkıp Beyin Cerrahı Servisine aktarıldık...Ameliyat öncesi durumu ona korkutmadan anlatarak saçını traş ettiler ve o gün benim için bir mucize gerçekleşti.Kendimi bildim bileli hiç ama hiç duymamıştım ondan bu sözü...Ben ona söylerdim ama o bana söylemezdi...Yine ilk adımı ben attım..."Seni çok seviyorum anneciğim"dedim ve annem hayatında ilk kez ve gönülden bana "bende seni çok seviyorum kızım" dedi...O an öylesine gönülden söyledi ki beni sevdiğini...ah benim canım annem ameliyat sonrası birdaha hiç kızı olamadım onun...O benim kızım oldu,o benim çocuğum oldu...Bazen 5 yaşında bazen 3...Bazen annesiyim,bazen ablası bazende sadece Özlem ve 07/11/2010 tarihinde başladığımız hastane sürecimiz 09/02/2011 tarihinde doktorların "yapılacak birşey kalmadı"demesi üzerine bitti.Evimizdeyiz artık...60 yaşında olan annem artık benim çocuğum...Aynı bir annenin çocuğuna baktığı gibi bakıyorum ona.Oyalansın diye oyuncaklar aldığım annem...çocuğum.

Ne çok şey öğretti bu hastahane ve hastalık süreci bana.Ne çok üzdü,ne çok yıprattı...Şimdi geriye baktığımda o an üzüldüğüm şeylerin aslında şer değil hayır olduğunu görebiliyorum...Mesela annemi uyurken bırakıp gittiğim için kendime çok kızmıştım ama iyi ki gitmişim,iyi ki düşmüş ve bunun üzerine hastahaneye götürmüşüm. İyi ki sıraya girmemek için aklımca kurnazlık yaparak acil servisine götürmüşüm onu.İyi ki,iyi ki,iyi ki...o kadar çok var ki...

Bir de kırgınlıklarım var...Yıllarca bana karşı dostlarını,arkadaşlarını tercih etti...Onlara çok hem de çok değer verdi ama onlar kapımızı hiç çalmadılar...Ablasını çağırdım kardeşini görsün diye ama ablası yoğun bakımdan çıkmış meleğim ile geçmişin ve küskünlüklerin tartışmasına girerek ona hakaretler yağdırdı...Ablasının kızı ki onu hep kıskanmışımdır bana göstermediği ilgiyi ona,bana vermediği sevgiyi ona verdiği için...ama annemin o çok sevdiği,maddi durumu iyi iken ihya ettiği bu insan yemek yediremediğim için ağladığımda annem için "bırak zıkkım yesin"diyecek kadar utanmaz,ahlaksız bir yaratıkmış meğer...İnsanlara kırgınım...

Kalbim çok acıyor...Ağlamadığım gün yok,kırgınlıklarım çok...Günlerim çok yorucu ve yoğun geçiyor...tamamen ona bağlıyım...karşımda 1 insan ama 10 ayrı karakter var...En zor olan anlar kendisini bilinçsizce agresive bağladığı anlar...O an onu sakinleştirebilmek o kadar zor oluyor ki...ama olsun...olsun.Meleğim'in bir müddet sonra şuuru kapanacak.Ahhhhhhh o kadar yalnızım ki...O anı düşünmek dahi istemiyorum ama sona hızla yaklaşıyoruz...Gözlerimi kapatmaya,uyumaya korkuyorum...kabuslar,kabuslar,kabuslar....Yardım et Yaradanım...

Her gününü,her anını yazacağım meleğimin...Bu onun ile benim günlüğüm olacak bundan sonrasında...Sevgili dostum Çiğdem'e hep "meleğim" derdim...özürdilerim Çiğdem'im....benim asıl meleğim annemmiş.

3 yorum:

Çiğdem Atabey dedi ki...

canımsın.. yazdıklarını hep konuştuk zaten, duygularını düşüncelerini biliyorum.. Ve annelerimizin en yakın meleklerimiz olduğunu da.. nasıl da kabul oldu duaların görüyorsun değil mi güzel yüreklim.. ikinizi de tüm sevgimle kucaklıyorum..

Gölgecik dedi ki...

Şimdi de annemle geçİreceğim daha çok zaman istiyorum büyük yaratıcımdan...Onu çok seviyorum Çiğdem hem de çok...

timur dedi ki...

Size yazdığım gibi...
Bir süre sonra yaşadığınız o ağır tartışmaları bile gülümseyerek hatırlayacacaksınız.
Şimdi yaptıklarınız, içinizdeki sevgi
değer bulacak o zaman.
Zaten biliyorsunuz bunu...
Yazınızda var söylediklerim...
Benimki dostça bir paylaşma yalnızca...
Sevgi ve selamlar ikinize de.
Timur Ugan