8 Ocak 2008 Salı

Ben...

Aslında bugün, güne güzel başlamıştım ama sabah sabah dinlemek zorunda kaldığım ağlak şarkılar ve şarkıları dinlerken kendilerini kahreden insan manzaraları moralimi bozdu açıkçası.Ama geçti...çünkü,ben olaylardan etkilenmek ve kafaya takmak yerine olayı izleyip orada bırakmayı ve dersimi almayı seçiyorum.

Canım arkadaşım "Erdek'te neler yapıyorsun" diye sormuş yolladığı mail de...
Aslında Erdek'e gelmek ve burada bir düzen kurmak hiç mi hiç aklımda olan birşey değildi ama bazen olaylar sizin isteminiz dışında gelişiyor ve asla olmaz dediğiniz şeyler bir bakıyorsunuz oluveriyor işte...İstanbul'da oturduğum apartman'ın 6. katından atılan yavru köpek ile birlikte zaten deprasyonun eşiğinde olan "beni" iyiden iyiye çıkmaz bir yola götürdü ve bir gün de tüm eşyalarımı, ihtiyacı olan insanlara dağıtıp ve herşeyi elimin tersi ile itip,güzel kızım ile birlikte çıkıp geldim buralara.İlk zamanlar, özellikle İstanbul'un çilekeş temposundan sonra insana çok çekici geliyor ancak bir müddet sonra ;hani şöyle bir kitapçıya girip ilginizi çekebilecek bir kitabı almadan önce sayfalarını karıştırmak,dokunmak istiyorsunuz ya da ne bileyim,sizinle aynı dilden konuştuğuna inandığınız bir arkadaşınızla biraraya gelmek istiyorsunuz ve işte bulamadığınız zaman sıkılıyorsunuz.




Gerçi benim burada çok çeşitli arkadaşlarım var.Tüm doğa,ağaçlar,börtü-böcekler,kediler-köpekler benim en iyi arkadaşlarım ve biz sevgi dili ile konuşuyoruz birbirimizle.Onların "benim dünyam"da ki yerleri çok farklı ve Tanrı'ya;bizi biraraya getirdiği için - bana böylesine güzel bir duygu verdiği için hep teşekkür ediyorum.İşte bu yüzden de "bazı"insanları anlayamıyor ve "kendi dünyam"dan mümkün olduğu kadar uzak tutmaya çalışıyorum.Böyle insanlar yüzünden buralara kadar geldim ama gördüm ki onlardan heryerde var.Büyükşehir-küçükşehir...hiç farketmiyor...


Burada, yaz-kış hizmet veren küçük bir otelde çalışıyorum... şimdilik.Otel, Erdek için de değil,Erdek'e giderken eski köy yolu üzerinde.Hernekadar,annem Erdek'te oturuyor olsa da ben otel'de kalıyorum çünkü kafamı dinlemek istiyorum.Bu herzaman mümkün olmuyor tabiiki ama buranın harika bir manzarası var ve şimdilik eve gitmeyi ve yeni sorunlar ile karşılaşmayı istemiyorum. Otel'in hemen arkasında,zeytin ağaçlarının arasında büyüklü-küçüklü köy evleri var.Ben orayı ve orada yaşayan köylü kadınları çok seviyorum.Bikere hepsi son derece güleryüzlü ve misafirperver...hepsinin al al yanakları var ve hepsi de kendi türlerinin dışında ki tüm canlılara saygı duyuyor.Nereden mi biliyorum ? Doğum yapan bir anne köpeği ve yavrularını koruma altına aldılar,oradan biliyorum...tabaklarından artan yemekleri poşete koyup ağızlarını sıkı sıkıya kapatmak yerine "bir hayvan doyar" diyerek her daim aynı yerde duran yoğurt kabından biliyorum...zengin-fakir ayırt etmeksizin,boş duran komşusunun evini kollayıp,bahçesinde ki çiçekleri sulamasından biliyorum...Biliyorum ve böyle insanların arasında mutlu oluyorum.






Ha bildiğim başka şeyler de var...Bazı insanların bilmediği...aslında bildiği ama anlamadığı/görmediği ya da anlayamadığı/göremediği başka şeyler de var benim bildiğim.İtiraf edeyim...İstanbul'da yaşarken,o yorucu şehrin temposundan dolayı bende anlamaz ve görmezdim çoğu zaman...ama şimdi anlıyor ve görüyorum.Güneş'in ne kadar güzel doğduğunu ve battığını,yağmur yağdığında toprağın ne kadar mutlu olduğunu,kuşların harika şarkılarını,yaprakların ve denizin sesinin muhteşemliğini...aslında YAŞAM 'ın ne denli güzel ve özel olduğunu biliyorum artık.Umarım geç kalmamışım dır...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Gölgecik,
"Ben olaylardan çok çabuk etkilenen ve uzun süre kafaya takan biriyim ve ne kadar istesemde bu huyumdan vazgeçemiyorum." demişsin ya; kendine nasıl bir kodlama yapmışsın farkında mısın? "Ben olaylardan etkilenmek ve kafaya takmak yerine olayı izleyip orada bırakmayı ve dersimi almayı seçiyorum" desen daha hoş olmaz mı?
sevgimle..

Gölgecik dedi ki...

Dedim bile...çok daha hoş oldu:)

Teşekkürler,sevgiler

Adsız dedi ki...

Resimdeki yer Pınar Otel olabilirmi? Eşimde Erdeklide:)

Gölgecik dedi ki...

Merhaba Belgin Hanım,hoşgeldiniz.Resimdeki yer evet Pınar Otel.Bilirsiniz,oranın harika bir manzarası vardır