3 Eylül 2009 Perşembe

Konu karıştı...başlık bulamadım:)


"Hobilerimin arasında kitap okumak,..."gibi basit değildir kitaplarım ile olan yoldaşlığım.İstanbul'dan ayrılırken getirdiklerim; sadece can dostum köpeğim,kıyafetlerim ve kitaplarım idi ve hatta bir tek bavula sığdıramadığım için koca bir koli yapmış ve kargo ile yollamak zorunda kalmıştım.Onun dışında ki herşeyi,hem de herşeyi benim için önemsiz,değersiz olduğu için ihtiyacı olan insanlara dağıtmayı tercih etmiştim...Ne önemi vardı ki beyaz eşya'nın,çalışır tekrar alırdım yada ne önemi vardı koltuk takımı'nın,yatak odası takımı'nın...belki çok çok daha iyisini alırdım ama kitap öyle mi?Robin Sharma'nın "Ermiş,Sörfçü ve Patron" adlı kitabında ki şu paragraf kitaplarıma olan bağlılığımı çok daha net ifade etmemi sağlayacaktır...
"Bir kitapta okuduğun bir fikir hayatını değiştirme gücüne sahiptir.İşin püf noktası o tek fikrin hangi kitapta olduğunu bilmiyor oluşumuz..."

Çalıştığım Otel'de haftalık iznim yok idi ki Erdek'te hizmet veren Oteller sezonluk olduklarından dolayı "az eleman,çok iş" zihniyeti ile full time çalıştırırlar ancak dinlenebilmek ve kendi dünyamı yaşayabilmek için kendime muhakkak zaman yaratabiliyor ve böyle anlarda ya keşfettiğim saklı bahçelerimin birine ; sırtımda açılır-kapanır sandalyem,bir elimde içinde 2-3 birası bulunan soğutucum ve diğer elimde kitabım ile yerleşiyor yada içinde her rengin her kokunun hakim olduğu seralardan birine giderek Yaradan'ın mucizelerini şaşkınlıkla ve şükranla seyrediyordum.

Seracılar artık beni tanıyor ve ne zaman geldiğimi görseler beni benimle başbaşa bırakıyorlardı.Beni gördüklerinde bir şeyler satabilme telaşına düşmüyorlardı çünkü biliyorlardı ki minikte olsa giderken muhakkak bir çiçek alacaktım.Ben oralara her gidişimde kendimi Yaradan ile başbaşa hissediyor, her gördüğüm çiçekte,her aldığım kokuda onu yüreğimde hissediyordum.Oysa ben bu harikaları, yaşamımın her anında görmüştüm...yanlarından geçerken renklerinin güzelliklerine bakıp,kokularını içime çekmiştim ama bu kadar.Ne çok şey kaçırmışım....ben aslında onları yeni farketmiştim...Elif Şafak'ın "Aşk" adlı romanında yazdıkları geliyor aklıma;
" Kuş görsem Süleyman gelir aklıma;balık görsem Yunus."
Ben de gördüğüm her çiçekte,her ağaçta Hakk'ı andım...yeni açan tomurcukları tek tek öptüm,mor salkımların,melisaların kokusunu içime çekerken şükrettim...Yaşam ne kadar harikulade,ne kadar renkli...
Aslında konu bambaşka olacaktı ama nereden nereye geldim...Hadi böyle olsun:)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Özlem,ne oluR yürğinde ki bu sevgi hep kalsın...sen harika bir İNSANSIN!!!!!!

Adsız dedi ki...

ayrıca ADSIZ değilim:))Gaye'yim ben...canım dostum